alt üst

s. 乱糟糟的, 乱七八糟, 狼藉一片的

◇ \alt üst böreği 烙饼 -i \alt üst etmek 1) 弄翻, 乱翻, 搞得乱七八糟: Çocuklar odayı alt üst etmişler. 孩子们把房间搞得乱七八糟。 2) 搞乱: Hizmetçiler ellerinde mumlarla odadan odaya koşuyorlar, yalıyı altüst ediyorlardı. 仆人们手持蜡烛从这个房间跑到那个房间, 把别墅翻了个底朝天。Yağmurun devamı her şeyi alt üst etti. 雨下个不停, 把所有的事都搅乱了。 3) 毁坏, 破坏: Deprem köyü alt üst etti. 地震毁坏了村庄。İsteğini altüst edersem, bana içerler. 如果我坏了他的事, 他会对我不客气的。 4) 刷新(记录): Kendi yapımı bir uçakla dünya turunu 19 saat on beş dakikada bitirip daha önceki rekorları alt üst etmiş. 他用自制的飞机花19个小时15分钟完成环球飞行, 刷新了以前的纪录。\alt üst olmak 1) 变得乱七八糟, 变得一片狼藉: İstemeye istemeye, alt üst olmuş yataktan kalktım. 我极不情愿地从乱糟糟的床上爬了起来。 2) 乱了方寸, 坐立不安, 慌恐不安: Kötü haberi alınca alt üst oldu. 他一得到噩耗, 顷刻乱了方寸。Son günlerde başından geçen olaylar sebebiyle sinirleri alt üst olmuştu. 最近几天遇到的几件事情搞得他心神不安。 3) 想发呕, 不舒服: Yediğim yemekten midem alt üst oldu. 这道菜吃得我直想吐。 4) 乱套, 变得混乱: Kararımızdan kimseye bahsertmeyelim bir boş boğazla karşılaşırsak sonra herşey altüst olur. 我们不要对任何人说我们的决定, 要是有人口风不紧, 以后所有的事情都不好办了。